KOYUN VE KEÇİLERDE ABORT (DÜŞÜK) VE NEDENLERİ
Koyun ve Keçi üreticilerinin karşılaştığı problemlerin en başında abortlar gelmektedir. Abortlar dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ciddi anlamda ekonomik kayba yol açan en önemli nedenler arasındadır. Özellikle enfeksiyöz kaynaklı abortlar bireysel olmaktan çok sürü bazında kendini gösterir. Abort fırtınası olarak tabir edilen durumlarda sürüdeki koyun ve keçilerin ~%50-60 birkaç gün içerisinde yavru atmakta ve bu tür durumlarda işletmenin o yıl içerisinde beklediği ekonomik karlılık yerini zarara bırakmaktadır.
Sürü bazında koyun ve keçilerde de belirli bir abort oranı normal olarak kabul edilmektedir. Bu oranın sürü bazında % 3-5’i geçmemesi istenmektedir. Sürü içerisinde %5’in üzerinde bir abort vakası ile karşılaşıldığında mutlaka altındaki etiyolojik nedenler araştırılmalı ve gerekli koruma ve kontrol önlemleri alınmalıdır.
Abort nedenini tespit etmek için;
a) koyunlardaki klinik bulgular iyi belirlenmeli,
b) sürü hakkında yeterli bilgiye sahip olunmalı ve
c) mutlaka laboratuvar sonuçlarına sahip olunmalıdır.
Laboratuvar sonuçları önemlidir ve güvenilir bir sonuç elde edebilmek için doğru organlardan doku örnekleri ve doğru zamanda kan ve serum numunelerinin alınması gerekmektedir. Alınan numuneler soğuk zincir altında laboratuvara ulaştırılmalıdır. Etiyolojik neden ortaya konduktan sonra sürü içerisinde etiyolojik nedene yönelik etkin mücadele başlatılmalı, gebe olan diğer koyun ve keçiler var olan enfeksiyondan korunmalı ve gelecek üreme mevsimi için bir kontrol planı oluşturulmalıdır.
Bu plan dahilinde beklenmedik bir abort vakası ile karşılaşıldığında enfeksiyonun sürü içerisinde yayılmasını engellemek için;
a) yemliklerin ve sulukların koyun ve kedi dışkısı ile kontamine olup olmadıklarının kontrol edilmesi,
b) yemlik ve sulukların dezenfekte edilerek temizlenmesi,
c) abort yapmış ya da abort için klinik bulguları olan hayvanların sürüden ayrılması,
d) aborte yavru ve yavru zarlarının yakılması ya da gömülmesi,
e) hayvanların yerden yem yemesinin önlenmesi,
f) laboratuvar sonucuna göre etken belirlendikten sonra hızlı bir şekilde gebe olan tüm koyunların aşılanması (Bursellozis, Enzootik abortus veya Vibriozis),
g) koyun başına 5 gün boyunca 500 mg klortetrasiklin yemlerine katılmalı 5. Günden sonra 250 mg klortetrasiklinle abortlar bitene kadar devam edilmesi,
h) eğer abort salgını şiddetli ise uzun etkili tetrasiklinler 20 mg/kg’ dan (LA, 200 mg) parenteral uygulanmalı,
ı) eğer abort etkeni salmonella ise ampicillin veya spektinomisin kullanılmalıdır.
Abort salgınından sonra, gelecek gebelik ve yavrulama mevsimi için mutlaka bir abort’tan koruma planı geliştirilmelidir. Buna göre sürü mutlaka aşılanmalıdır. Aşılama programına sıfat mevsiminden 60 gün önce başlanmalı ve rapeli gerektiren aşılar ilk aşıdan 30 gün sonra uygulanmalıdır. Yemlik ve sulukların temizlenip dezenfekte edilmelidir. Koyun ve keçi barınaklarının temizlenmesi, duvarlarının badana edilmesi, altlıkların değiştirilmesi ve yerlerin dezenfete edilmesi gerekmektedir. Bulunan bölgede yaygın salgın varsa mera kullanımına dikkat edilmelidir. Mutlaka genç koyun ve keçiler yaşlı hayvanlardan ayrı barındırılmalıdır. Hastalık çıkmış sürülerden koyun satın alınmamalı ve dışardan satın alınan koyunların mutlaka test yapılarak alınması gerekmektedir.
Koyun ve keçilerdeki abort nedenleri enfeksiyöz ve nonenfeksiyöz kaynaklı olmak üzere 2 ana başlıkta incelenir. Bu nedenler Tablo-1 de ayrıntılı olarak verilmektedir.
Tablo-1. Koyun ve keçilerde aborta yol açan başlıca nedenler
1-Nonenfeksiyöz nedenler | 2-Enfeksiyöz nedenler |
Besleme bozukluklarına bağlı abortlar | Brusellozis |
Kötü barındırma ve çevre koşullarına bağlı abortlar | Kamfilobakteriyozis |
Hormonal nedenlere bağlı abortlar | Salmonellozis |
Hatalı ilaç uygulamaları | Listeriozis |
Stres ve travma | Enzootik abortus |
Border Disease | |
Leptospirazis | |
Mavi Dil | |
Toxoplazmozis |
Burayı da okuyabilirsiniz :
KOYUN VE KEÇİLERDE BAKIM VE BESLENMEYE BAĞLI (DÜŞÜK) ABORTLAR
KOYUN VE KEÇİLERDE HASTALIKLARA BAĞLI (DÜŞÜK) ABORTLAR
Doç. Dr. Abdulkadir KESKİN
Uludağ Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Klinik Bilimler Bölümü
Doğum ve Jinekoloji AD-BURSA